11 Mart 2013 Pazartesi

Oscar Dosyası 2: The Oscar Goes To Les Miserables

Bugün de Les Miserables yani Sefiller'i izledim. Victor Hugo'nun yazdığı herkesin mutlaka bir defa okuduğu Sefiller. Konu özüne sadık kalmış. İlk önce bunu söyleyeyim. Yani uyarlama değil kitabın aynısı. Film müzikal olarak çekilmiş. Peki Sefiller müzikali kaldırmış mı; eh işte, neredeyse. Kadro müthiş tabi ki. Russel Crowe, Hugh Jackman, Anne Hathaway, Helena Bonham Carter ve diğerleri. Özellikle çocuk oyunculardan da etkilendim. Direnişçi çocuğu (Gavroche) Daniel Huttlestone oynamış. Çok da güzel rol yapmış. Bundan sonra Huttlestone'u takip ederim. Dediğim gibi kadro gerçekten çok iyi. Anne Hathaway film tanıtımlarında çokça yer alınca daha fazla rolü olur diye düşünmüştüm ama Cosette'in annesi rolündeymiş. Onun için sahnesi çok azdı. Ve o kadarcık sahneyle en iyi yardımcı kadın ödülünü aldı. Saçlarını ve dişini sattığı sahne sanırım bu ödül için yeterli olmuştur. 
Filmin müziklerinden birkaç yerde çok etkilendim. Birincisi ayaklanma sahnelerindeki şarkı, ikincisi kölelerin çalışırken söylediği şarkı, üçüncüsü ölüm sahneleri (özellikle direnişçi çocuğun ölümü), dördüncüsü ise küçük Cosette'in şarkıları. Sanatçıların kendi seslerini kullanması ayrı bir güzellik olmuş. 
Ne kadar söz söylersek söyleyelim Les Miserables zaten klasik, güzel bir klasik. Ben müzikalleri sevdiğim için çok sıkılmadım ama dram için yine de müzikal tercih edilmemeli. Filmin eğlenceli hiçbir yeri yok. Onun için sadece can alıcı sahnelerde müzikal havası olsaymış daha güzel olurmuş. En azından daha geniş kitleye hitap ederdi. Belki de alışkanlıklarımızdandır bu istek. Çünkü müzikal deyince aklımıza önce eğlence ve aşk hikayesi gelir. İçinde belki çok azıcık bir dram. Öte yandan tabuları yıkmak için bir adım olabilir. Bir de siz izleyin kendi yorumunuzu yapın derim. İyi seyirler... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder