10 Mart 2013 Pazar

Oscar Dosyası 1: The Oscar Goes To Argo, Niçin?

Artık Eourovision, Oscar gibi uluslararası yarışmaların sadece politikaya dayandığına emin oldum. Konuyu izah edeyim: Argo filminde Ben Affleck'i görünce izlemekten vazgeçmiştim. Ta ki meşhur "The Oscar goes to Argo." cümlesini duyana kadar. Çünkü inanıyordum gerçekten kaliteli filmler burada ödül alır/almalı/alıyor. Filmi indirdim ancak bugün izleme imkanı buldum. Umudum çok yüksek. Film kesinlikle beni memnun edecek, eminim. Sahneler başladı. Hararetli ortam, İran halkı ABD'ye karşı ayaklanmış filan. Güzel. Gerçek bir hikayeden uyarlanmış, etkileyici. 15 dakika, 20 dakika, 1saat... Zaman geçmiyor. Film ilerlemiyor. Konular o kadar basit, o kadar yüzeysel. Rehinelerin neler yaşadığına dair sadece 2 dakikalık bir sahne. Esas kahramanların ne istediği, ne yaptığı tam anlaşılır değil. Film boyunca sanki sürekli bir şeyler eksik kalmış. Ve tabi Ben Affleck yine hayal kırıklığı. Oscarlar için "İdeolojik oyunlar bunlar" diyen kesim haklıymış. Film boyunca ABD iyi niyetli, çok başarılı, İranlılar'dan daha zeki, daha hızlı ve tabi ki başkalarının düşünüp yapamadığı şeyleri başarıyor! Yaşasın Amerika diyor ve film bitiyor. Ayrıca sevgili George Clooney'e de buradan teessüflerimi iletmek isterim. Senden böyle bir film hiç beklemezdim. Yada şöyle diyeyim: Sen sadece oyna, film yapma! 
Film sonunda olayın gerçek kahramanlarının fotoğrafları yayınlanmış. Hakkını verelim gerçekten karakterler tıpatıp benzetilmiş. Argo'ya en iyi film, en iyi uyarlama senaryo ve en iyi kurgu ödülleri verilmiş. Ben olsaydım bu Oscar jürisinde; üç ödülden en fazla en iyi uyarlama senaryoyu verir (o da çok zorlarsam) diğer ikisi içinse el sallatırdım Ben'e. 
Nedir bu arkadaş bu hafta bahtım kötü filmlerden yana; önce Snow White şimdi de Argo. Bir daha ki şansımı Les Miserables'dan yana kullanmak istiyorum. Bakalım ne olacak? Oscar Dosyası 2'de görüşmek üzere. Esen kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder