22 Ocak 2014 Çarşamba

Sabırsız Oğluş

Cuma günü doktorda rutin kontrolüm vardı. Biz merakla oğluşumuzu beklerken meğer o da bizi merak ediyormuş ki; bir an önce dünyaya gelmek istediğini öğrendik. Ama daha en az on beş gün beklemesi gerek. Hem akciğer gelişimi hem de biraz daha kilo alması için. Doğal olarak endişelendirdi bizi. Doktorum da istirahat verdi. Pazartesiden beri evde dinleniyorum. Yürümek yok, ayakta dolanmak, fazla sıcakta kalmak yok, yok da yok... Sadece havuza ve platese izin var. Her şey sağlıklı bir oğluş için. Tabi her gün dışarıda olan biri için bu hiç kolay bir durum değil. Ben de kendime yeni uğraşlar bulmaya niyetlendim. Oğluşumun bebek şekerlerini ben yapayım bari dedim. Bir iki gün şeker araştırdım, hangisi nasıl olur acaba diye. En sonunda sevimli bir figüre karar verdim. Babası da gidip malzemeleri pazartesi günü. Dün akşam ilk çalışmamı tamamladım ama bu kadar amatörce olacağını ben de beklemiyordum :s Neyse birkaç tane daha deneyip devam edip etmeyeceğime ona göre karar vereceğim. 
Şimdi ufak tefek eksikler haricinde pek bir şeyimiz kalmadı. Doktor çantamı hazırlamamı söyledi ama benim elim pek varmıyor. Sanki çanta hazır olunca benim sabırsız oğluşum hemen gelecekmiş gibi hissediyorum. 
Geçen hafta anne bebek fuarına gittik. Bebek arabalarına baktık. Açılışın ilk günü olduğu için fiyatlar epey uygundu. Satıcının "Bu bebek arabalarının Mercedes'i" diye tanıttığı beğendiğimiz, sağlam bir Mercedes aldık oğluşumuza. Acaba araba mı heveslendirdi onu :) İlk altı aylık kullanımı için ana kucağı var arabaya monte edilen. Sonraki dönemler içinse normal bir pozisyonda yatıp oturabileceği aparatı mevcut. Şu an için kullanılmadı ama dediğim gibi içimize çok sindi. Artık memnuniyetimize göre sizi bilgilendiririm. 
Bu cuma karne veriyoruz. İnşaallah ben vereceğim yavrularıma karnelerini. Hepsiyle tek tek vedalaşacağım. Seneye Allah Kerim. 
Şimdilik evde sıkılmaya devam. Esen kalın. 

Benim Canım Yavrularım; İlk Göz Ağrılarım

Ajandam ve çikolata kutum :)
Bu yazım canım öğrencilerim, biricik yavrularım için. Allah nasip ederse bu dönem sonunda doğum iznine ayrılacağım. İlk göz ağrılarım da dönemi kapatmadan erken veda hediyesi verdiler bugün bana. Zeynep’in hazırladığı bir ajandaya tek tek hepsi güzel dileklerini benimle ilgili düşüncelerini yazmışlar. Daha ilk sayfada gözlerim dolmaya başladı. Hepsi o kadar içten o kadar güzel şeyler yazmış ki. Bir kere daha iyi ki bu mesleği seçtim, iyi ki öğrencilerimi tanıdım, iyi ki onlar için endişelendim, onlarla sevindim ve üzüldüm dedim. Onlarla yaşadım hatta birçok şeyi ve yaşıyorum hala.
Albüm özelliği taşıyan ajandamdan bir sayfa
ve bu ajandanın mimarı Zeynep :)

 Böyle bir hediye benim için çok ama çok anlamlı. Hayatım boyunca saklayabileceğim, açıp okudukça hepsini tek tek hatırlayacağım bir anı defteri. Üstelik 10. sınıftan beri birlikte çekildiğimiz fotoğraflar da var sayfalarda. Ayrıca bir albüm niteliği de taşıyor yani. Sayfaların sonuna iletişim numaralarını da eklemiş yavrularım J Bu da ayrı bir düşünce J

Burnumu silmeden yazabilmek istiyorum ama şu an pek mümkün değil. Malum duygusallığım da tavan şu sıralar J Tam ajandayı okurken Burak geldi eve. Halimi görünce ödü patladı; ne oldu sana diye. Güldüm ben de. Dedim “Mutluluktan. Bak öğrencilerim bana neler yazmış.” Bunu duyunca rahat bir nefes aldı adamceğezim J

İrem'in çikolata kutusu :)
Feride'nin araba patikleri :)
İki hediyem daha vardı bu hafta. Bir tanesi güzel bir kutu dolusu çeşit çeşit çikolata J Nam nam hepsini zamanla tüketiyorum tabi ki J Bir de oğluşum için arabadan patikler ve çorap kutusu J İkisi de el emeği göz nuru. Patikler ve kutu için Feride’ye; çikolata kutum içinse İrem’e tekrar teşekkür ederim.
Yavrularım; sizler benim için çok ama çok değerlisiniz. Her öğrencimin yüzündeki sevinç benim mutluluğum, dert benim üzüntüm. Aklınızdaki, hayatınızdaki bilgiler, yaptırımlarsa benim gururum.
Hepinizi çok ama çok seviyorum. Mesleğimi tekrar sevmeme, onu hakkıyla yapmaya çalıştığıma bir kez daha inandırdınız beni. Teşekkür ederim…

Not: Bu yazı aslında 13 Aralık 2013 tarihlidir. Ancak kafa yoğun olunca yazıyı yayınlamayı unutmuşum. Gecikme için affınıza sığınırım.