10 Şubat 2013 Pazar

Dolu Dolu Sömestr

Allahım yazmayalı ne kadar uzun zaman olmuş. Nereden başlasam ki... Öncelikle Antalya: Antalya'ya botlarla giden ben, piştim. Sanki Nisan ayı gibi hava sürekli sıcak. Anneciğim 29 Ocak'ta ameliyat oldu. Kulağında tümör varmış. Riskli bir operasyondu yüz sinirlerine değip hasar verebilirdi (yani yüz felci). En büyük korkumuz da buydu zaten. Ama çok şükür emin ellerdeydi. Doktorumuz Şurzan Kandemir sağ olsun çok iyi iş çıkardı. Üç saat süren ameliyatın ardından annem sağ salim odasına çıktı. Dün ben gelmeden önce dikişlerini aldırdık. Gitgide daha iyi olacak inşaallah. Hastane ortamı o kadar kötü bir şey ki. Hele ki ameliyathanenin kapısında beklemek. Allahım o saatler hiç bitmeyecek sandım. Allah beterinden korusun. Kimseye dermansız dert vermesin. Ayrıca bu pazartesi fizik tedaviye başladı annem. İki ay önce menisküs ameliyatı olmuştu ama aksamadan yürüyemiyordu ve ayağını rahat hareket ettiremiyordu. Bir kere daha doğru egzersizin neler yapabileceğini annemle birlikte gördük. Gerçekten de 5 günde bile ayağı bayağı bir açıldı. Anneme takılıyorum 50 yaşına gelmeden vücudunu yeniliyorsun diye. Kısacası Antalya biraz stresli, yorucu ve mutlu geçti. Geri gelmek de bir hayli zor oldu tabi. Özellikle Furkan çok etkileniyor bizim ayrılışlarımızdan. "Sözde iki ablam bir de abim var. Hani nerede, neredeler? Hepsi teker teker gidiyor. Hani kardeştik? Ne anladım bu işten!" diye feryat ediyor artık. Herkesin bir hayatı olduğunu anlayacak kadar büyümedi daha. 
Dün akşam ise İstanbul'a döndüm. Dönüp arkama bir baktım ki koskoca iki hafta geçmiş. Burak gittiğinden beri en hızlı geçen günler bu iki hafta oldu. Bugün Nurgül'ün nişanı vardı. Akşam oradaydım. Onu öyle görünce o kadar duygulandım ki. Nurgül benim 2004-2005'ten beri arkadaşım. Dile kolay. Ayrıca aynı dönemden arkadaşlarımla da görüştüm uzun süre sonra. Nişan vesile oldu. Sevgi, Özde ve Hülya da vardı. İnsan şöyle dönüp bakınca nasıl derdi ki liseden sonra 8 yıl geçecek de kimimiz evli, kimimiz nişanlı, kimimiz bekar birimizin nişanında tekrar bir araya geleceğiz. Kendimi yaşlılar gibi hissettim. Ah ben gençken diye :)) 
Nişan çok güzel oldu. Arkedeşceğezim ablası Edanur ile yaptığı cupkeklerden nikah şekeri niyetine dağıttı. Çok sevimliydi hepsi. Eve geldim. Hüzün çöktü üzerime. Gece boyunca dalga geçtim lafta Burak yok yastayım ben oynamam diye. Meğer laf değil de ta içimde hissediyormuşum eksikliğini. Her zaman dua ediyorum ona da bana da sabır ver Allahım diye. Elbet geçecek bu zaman. Sömestr tatili gibi, aylardır beklediğimiz Nurgül'ün nişanı gibi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder